YÜZME
TEKNİKLERİ
SERBEST
YÜZME
Serbest yüzme tekniğinin gelişimi:
Sportif yüzmenin başlangıcında, İngiliz Yüzme Ekolü'nde yüzme teknikleri
veya yarışlara katılımlarında herhangi bir kural söz konusu değildir.
Kurbağalamadan farklı olan yüzme şekillerine "serbest yüzme" adı
verilirdi. Günümüzde bile, FINA ' ya göre "serbest yarışlarda yüzücüler
istediği yüzme stilini kullanabilirler. Ancak, ferdi ve bayrak karışık
yüzmede, serbest yüzme, kurbağalama, kelebek ve sırtüstü dışında herhangi bir
teknik kullanılabilir".
1840-1850 yıllarında kurbağalama tekniğinden farklı olarak "över"
yüzme tekniği geliştirilmiştir. Bu teknikte, vücut yan yatay
pozisyonda olup, tek bir kol yukarıdan vücudun yanında bacaklara doğru suyu
çekerek hareket ederdi, diğer kol ise sabit kalırdı. Bacak hareketi yan
kurbağalama bacak hareketine benzerdi 1873 yılında "trudgeon"
tekniği ilk defa uygulanmıştı. "Över" tekniğinden farklı olarak
"trudgeon" tekniğinde her iki kol alternatif ve bacaklarla
koordineli olarak hareket edip, daha büyük bir sürat yakalanabilirdi.
Günümüzde kullanılan ve bildiğimiz krawl tekniği ilk defa 1897 yılında
avustralyalı yüzücüler tarafından uygulanmıştır. En başında, krawl tekniği
özellikle yarışların bitiminde, hız kazanmak amacıyla kullanılırdı. Ancak
1911 yılında amerikan yüzücü Duke Kahenamoku 100 yards serbest yansında tüm
yarış boyunca krawl tekniği kullanarak, dünya rekoru kırdı. Daha sonra 1922
yılında Johny Weissmuller krawl tekniğini kullanarak, 100 m serbest yarışını
bir dakikanın altında yüzdü.
Weissmuller'in kullandığı teknik günümüzde "klasik" teknik
olarak kabul edilir: 6 bacak vuruşuna 2 kol hareketi koordinasyonu
kullanırdı; Vücudun suyun üzerinde yüksek bir pozisyonu vardı; kolların kayma
süresi uzundu; kolun suyu çekme hareketi kısaydı. 1930 yıllarında, krawl
tekniği Japon yüzücüler tarafından daha da geliştirilmiştir. Japonlar bacak
hareketine daha çok önem verip, 1932 yılındaki Dünya Şampiyonasında 100 m
serbest (0:58.2) dünya şampiyonu, Yasugi Miyazaki, iki kol hareketine on
bacak vuruşu koordinasyonu kullanırdı.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Japon ve Avustralyalı yüzücülerle rekabette
olan Amerikalı yüzücüler, krawl tekniğini kol hareketi açısından
geliştirdiler. Amerikalı uzmanlar kol hareketinde "omuz rotasyonu'nun
önemini tespit ederek, kolun suyu çekme hareketinin daha uzun olmasına dikkat
ettiler. Ayrıca, sprint krawl ve uzun mesafe krawl tekniklerinde farklılıklar
ortaya çıkmaya başlamıştı.
Bilinen "bumerang krawl" tekniği Avustralyalı yüzücüler
tarafından geliştirildi. Bu tekniğe göre, bacak hareketi sayısı azalıp, kol
hareketi frekansı yükselir. Uzun mesafe krawl yarışında J. Comels 4 bacak
vuruşuna 2 kol hareketi kullanarak, olimpiyat şampiyonu olmuştu. Kol
hareketleri hızlı olduğundan dolayı, suyu çekme hareketi kısa olup ve pasif
evrede kollar düzgün olmazdı. Kolların dirsekten sürekli fleksiyon yapması,
kolu bir bumeranga benzetirdi.
1976 yılında 100 m serbest yarışını 50 saniyenin altında yüzen Amerikalı Jim
Montgomery' nin sprint krawl tekniğinin temelinde, uzun kol hareketleri ve
6-2 koordinasyonu bulunmaktadır.
Krawl bacak hareketinin teknik uygulaması:
Aktif hareket: Bacak hareketi
kalça ekleminden yapılır. Hareketin başlangıcında diz hafif bükülür ve parmak
uçları sivri olup, içe doğru rotasyon yapar Dizin bükülmesi devam ederken,
alt bacak ayakla birlikte aşağıya doğru bir "kırbaç" şeklinde
hareket eder.
Pasif hareket: Bacak geriye düz bir şekilde uzatılır ve topuk
suyun üzerine çıkana kadar devam eder.
Genel Hatalar
1- Dizin bükülmemesi ve bacakların gergin olması.
2- Dizin fazla bükülmesi.
3- Bileğin hiperekstensiyon yapmaması ve bükülü olması.
Krawl kol hareketinin teknik uygulanması :
Aktif hareket: Kolun suya
girişi ve suyun tutulması evresinde, kol suya girerken yatay pozisyonda olup,
önce hafif fleksiyon, suyun içinde ise ekstensiyon yapmalıdır. Kolun suyu
çekmesi evresinde ise dirsek yavaş yavaş fleksiyon yapar ve üst kol omuzla 90
dereceli bir açı yapıncaya kadar kol suyu önden aşağıya geriye doğru çeker.
Kolun suyu itmesi evresinde el, kalçaya doğru çekilir ve kol düzeltildikten
sonra dışarıya doğru çıkartılır.
Pasif hareket: Suyun
itilmesinden sonra, kol sudan çıkar. Bu evrede dirsek hafif bükülü olmalıdır,
çünkü bütün kolun gevşemesi gerekir. Pasif hareket aktif hareketin
başlangıcına kadar devam etmektedir.
Genel Hatalar
1- Kol suya girdiğinde düz, çok bükük veya başa yakın olması.
2- Suyun çekilmesinin düz kolla yapılması.
3- El bileği ekleminin gevşek olması.
4- Suyu çekme hareketinin kısa olması.
5- Pasif hareketin düz ve gergin kolla yapılması
6- Pasif harekette kolun izlediği yolun suyla paralel olması
(kolun yandan atılması).
Krawl yüzme tekniğinde nefes alıp-verme tekniğinin uygulaması:
Nefes almak için başın uygun bir şekilde çevrilmesi şarttır, aksi
taktirde vücut pozisyonu, kol hareketlerinin simetrisi ve bacak hareketlerinin
planı bozulabilir ve bu şekilde yüzme randımansız bir hale gelebilir.
Pozisyon : Baş suyun
içindedir, gözler ileriye bakar (başın açısı 45 derece). Suyu çekme evresi
boyunca nefes verilir daha sonra suyun itişini gerçekleştiren kolun tarafına
doğru baş hafif eğilir.
Nefes alma: Yüzün yarısı sudan çıktığında nefes alınır ve gözler
sudan çıkmaya hazırlanan kola doğru bakar. Kol omuz hizasına geldiğinde nefes
alma evresi sona erer ve başın pozisyonu vücudun pozisyonuna uygun hale
gelir.
Nefes tutulması: Başın vücut
pozisyonuna dönmesinden sonra, kol suya girinceye kadar ve kolun
"kayma" evresi bitinceye kadar nefes tutulur.
Nefes alıp-verme evreleri süre olarak eşit değildir. En uzun süren evre
nefes vermedir, nefes alma ve nefes tutma evreleri ise daha kısadır. Kol ve
vücut hareketlerinde asimetrik bir durumun ortaya çıkmaması için, yüzmeyi
yeni öğrenenlere her iki taraftan nefes almaları tavsiye edilir.
KURBAĞALAMA YÜZME
Kurbağalama yüzme tekniğinin gelişimi:
Yuvarlak hareketler kullanarak suda ilerleme biçimi antik çağlardan
tanınmaktadır. O zamanlara ait kaynaklardan, bu yüzme çeşidinin Mısırlılarda,
Grekler ve Romalılarda kullanıldığı ispatlanmıştır.
Yüzme öğretimi ile ilgili yazılan ilk kitapta (yazar Nicolaus Wynmann)
kurbağalama yüzme tekniğinden bahsedilmektedir. Yazarın kurbağalamada
kullanılan hareketleri bir kurbağanın hareketlerine benzetmesi, bizim
bildiğimiz yüzme stilinden bahsedildiğine inandırmaktadır.
XIX.Yüzyılda sportif yüzme ile ilgili ilk resmi bilgiler çıkmaya
başladığında, kurbağalama hareketlerinin özellikle uzun mesafelerde
kullanıldığı söylenmektedir.
Bilinen en eski üzme tekniği olan, kurbağalama yüzme, Olimpiyat Oyunları
programında ancak 1904 yılında, 440 yard yarışı olarak yer almaya
başlamıştır. 1908 yılında 200 m yansı, 60 yıl sonra, 1968 yılında 100 m
yarışı olarak hak ettiği yeri alır.
1900-1930 yıllan arasında kullanılan kurbağalama tekniği çok ilkeldi.
Vücudun pozisyonu suyun yüzeyinde çok yüksekti, baş sürekli suyun dışında idi
ve yapılan hareketler devamlı ve yuvarlak bir çizgi üzerinde oluşuyordu. Bu
yılların en belirleyici kurbağalama tekniği Alnımı stili idi - Baş suyun
üzerinde, hareketler geniş ve yuvarlak, fakat kol hareketlerin arasındaki
kayma süresi ilerlemeye belli bir ritmi vermekteydi.
1930 yılından sonra, yüzme kurallarındaki bazı yetersizliklerden
faydalanarak, bazı kurbağalama yüzücüleri kolun suyu çekişinden sonra kollan
sudan çıkarıyordu, bu da ilerlemeye önemli bir katkı veriyordu. İşte bu
şekilde yeni bir yüzme tekniği meydana gelmiştir, o da kelebek tekniği idi.
1935 yılından itibaren kelebek tekniği kendine özgü bir statü kazanır ve bu
şekilde klasik kurbağalama tekniği muhafaza edilir.
İlerleme süratini yükseltmek için kurbağalama yüzücüleri tekniğe çok
sayıda değişiklikler getirmeye çalıştılar. 1950-1957 yıllan arasında suyun
altında kurbağalama tekniği geliştirildi. Buna göre suyun altında yüzücü
nefes almadan birkaç kol ziklesi gerçekleştirirdi. Suyun altında kol hareketi
kalçaya kadar uzatıldığından dolayı daha etkiliydi, bu şekilde de ilerleme
sürati çok büyürdü.
1957 yılında uzun süreli nefessiz efor sağlığa zararlı olduğundan bu stil
yasaklanmıştır. Bundan sonra, yüzme yarışlarında yüzücünün sadece depar veya
dönüşten sonra suyun altında bir tek hareket yapmasına izin verilmiştir.
1960 yıllarında Japon yüzücü Osaky'nin gösterdiği teknikte kolun suyu
çekişi kalçalara kadar devam ederdi ve nefes hemen suyun çekişinden sonra
gerçekleşirdi. Yuvarlak hareketin yerine düz ve uzun bir hareket
yapıldığından dolayı ilerleme daha etkili oluyordu.
Günümüzde kurbağalama tekniğinin yeni bir değişikliğine seyirci olmaktayız.
Yeni teknikte nefes alındıktan sonra baş ve omuzlar hafif suyun altına batar,
hareket sanki kelebek stilindeki yalpalanmayı andırır. Bu yalpalamanın
sonucunda kollar daha kuvvetli çekiş yapabilirler. Bu yeni tekniğin büyük bir
yetenekle uygulanması gerekir, aksi taktirde başın suya fazla batması
diskalifiye cezasına yol açar. Omuz eklemi esnek olan yüzücülerde bu fazla
bir sorun yaratmaz, çünkü onlarda gereksiz yere hareket etmek zorunda
değildir.
Kurbağalama bacak hareketinin teknik
uygulaması:
Pasif evre: Bacaklar omuz
genişliğinde açılır. Dizler fleksiyon yapıp, topuklar kalçaya çekilir. Bu
durumda ayaklar suyu daha etkili bir biçimde itebilmek için, dışa doğru
rotasyon yapar.
Aktif evre: Dışa doğru çevrilmiş ayaklar yandan arkaya doğru suyu
iter ve düzelinceye kadar devam eder. Bacaklar ve ayaklar düzelinceye kadar
bu evre devam eder. Evrenin sonunda, bacaklar birleşir ve bir sonraki
harekete başlamak için bir süre kayma pozisyonunda kalır.
Kurbağalama kol hareketinin teknik
uygulaması:
Aktif evre: Kollar düz
olup, ileriye doğru bakar. Ellerin dışarıya doğru rotasyon yapması ile
birlikte, kollar dirsekten bükülür ve eller dirseğin altına gelinceye kadar
suyu çekmeye devam eder. Bu pozisyondan sonra dirsekler hemen göğüs altında
birleşir ve eller ileriye bakar.
Pasif evre: Kollar omuzlarla birlikte öne doğru uzatılır ve
tekrar eller ileriye bakar. Kollar düzelinceye kadar pasif hareket devam
eder.
Genel hatalar
1. Kolun suyun çekme hareketinin geniş olması
2. Aktif harekete başlamadan önce ellerin bitişik olmaması
3. Pasif evrede dirseğin fleksiyonda olması.
Kurbağalama yüzme tekniğinde nefes alıp-vermenin teknik uygulaması :
Düzenli bir ilerleme sağlamak amacıyla, kurbağalama yüzmede kol hareketinin
aktif evresinde, bacaklar düz pozisyonda olmalıdır, böylece vücut en uygun
şekilde suyun üzerinde kayabilir. Bacak, hareketin aktif evresinde ise, kol,
hareketin pasif evresinde olmalıdır. Çocuklara bu tür koordinasyonu
anlatabilmek için, şöyle bir ifade kullanılabilir:
"Kollar suyu bacaklara doğru "gönderir" ve bacak hareketi
ancak suyun kalça seviyesine geldiğinde başlayabilir, çünkü yalnız bu şekilde
suyu yakalayabilirler".
Kurbağalama yüzme koordinasyonu diğer stillerdeki koordinasyona göre daha
kolay öğrenilebilir. Çünkü bu koordinasyonda başın rahat bir şekilde suyun
dışında çıkarılabilmesinden dolayı, nefes daha kolay alınabilmektedir.
Kurbağalama yüzmede yüzme temposunun
kullanımı:
Genel olarak, günümüzde kullanılan kurbağalama yüzme tekniğinde, hem kol
hem de bacak hareketinde yeterli bir kayma süresi verilmesi gerektiği tüm
yüzme uzmanları tarafından kabul edilmektedir. İyi yüzücüler düzgün ve
ekonomik bir ilerleme şekli sağlamak için kayma süresini nasıl
kullanacaklarını iyi bilmektedirler.
Düzgün teknik ve optimum tempo için bu kayma süresinin göz ardı
edilmemesi gerekir. Normal olarak, çok uzun bir kayma süresi ilerlemenin
düzgünlüğünü ve süratini azaltır, aynı zamanda vücut pozisyonunda da
istenmeyen değişiklikler meydana getirebilir.
|
إرسال تعليق